Yeniçağ Gazetesi: Sokaklar atanmayan öğretmenin sınıfı oldu
Yeniçağ Gazetesi’nin bugünkü manşeti…
Gazetemizi okumak için tıklayınız…
ATANMAYAN ÖĞRETMENLERE KIYIM MAZERETİ: TASARRUF
Eğitimde bitmeyen meseleler Türkiye’nin kanayan yarası iken, okullarda açık olmasına karşın ‘tasarruf’ mazeretiyle atanmayan öğretmenler de hareket üstüne aksiyon yaparak sesini duyurmaya çalışıyor.
Atanmayan öğretmenler evvelki gün İstanbul’daki aksiyonlarının akabinde dün de Ankara’da Ulusal Eğitim ve Hazine Maliye Bakanlığı önünde eylem yaptılar. Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı 15 bin kişilik kontenjanı yetersiz bularak ek atama talep eden öğretmenler, “Sınıfımız yoksa sokaklar bizim kürsümüzdür. Tahtamız yoksa megafon bizim sesimizdir” diyerek reaksiyonunu lisana getiriyor.
KPSS’de 63’üncü olduğunu ve atanamadığını belirten bir tarih öğretmeni, “Biz atanamayan öğretmenler değiliz, biz atanmayan öğretmenleriz. 21 bin kişinin girdiği imtihanda 63’üncü oluyorum ve atanamıyorum. Cumhuriyet tarihinde bunun eşi, gibisi, örneği yok. Cumhuriyet tarihimizde birinci 100’e girmiş lakin atanamayan öğretmenlere birinci sefer şahit oluyoruz” dedi.
CHP Genel Lider Yardımcısı Suat Özçağdaş ise yetkililere, “Madem atamayacaktınız, neden bu gençleri yıllarca umutla okuttunuz?” diye sordu. KPSS’de 74’uncü sıraya girmesine rağmen atanması yapılmayan coğrafya öğretmeni Yasemin Kalkan, 6 yaşındaki çocuğuyla geldiği ek atama talepli harekette, “Perişan oluyoruz biz çoluk çocuk. Ben bu çocukla birlikte derece yapmışım ve hala daha atanamıyorum. Ne yapmamız gerekiyordu daha fazla, bilmiyorum. Birinci 100’e girmek kolay mı? 15 yılım gitti. Tam atanıyorum dedim, tam hayallerim gerçekleşiyor dedim. Bu sefer 32 kontenjan verildi” dedi.
Atanmayan öğretmenler, “2024 KPSS de kontenjan kıyımına uğrayan öğretmenler ek atama istiyor. 15 bin kontenjanı kabul etmiyoruz” talebiyle İstanbul II Milli Eğitim Müdürlüğü önündeki aksiyona katılan ataması yapılmayan öğretmenler, mağduriyetlerini anlattı. Coğrafya öğretmeni ve 15 yıllık mezun olduğunu belirten Yasemin Kalkan, şunları söyledi:
“15 yıldır uğraşıyorum. 2010 mezunuyum, 2011’de formasyonla birlikte. Bu sene tam 15 yıl sonra derece yaptım dedim. Birinci yüze girdim. 74’üncü sıradayım şu anda ve talihe bakın ki atanamıyorum. Şu anda verilen 15 bin aslında çok az bir sayı. Bir de 15 binde adaletsiz bir dağılım yapıldı. Bilhassa lise branşlarında kıyım yapıldı. Ben çocuğumla birlikte geldim buraya. Ankara’daki aktifliğe annemle, ağabeylerimle birlikte gittim. Ben nerede aktiflik var, orada koşuyorum. Perişan oluyoruz biz çoluk çocuk. Çok branş bu türlü mağdur edildi. Ben ek atama ile bu mağduriyetin, kıyımın giderilmesini istiyorum. Zati bekarken başladım bu sürece. Sonra evlendik. Çocuk 6 yaşına geldi ve ben çocuğumu 1,5 yaşından beri kreşlere gönderiyorum. Hem dershanelerde çalışı yorum hem kendi sınavıma çalışarak yaptım ben bu dereceyi. Hakkımızı istiyoruz yalnızca. Çok mağdur olduk. Nitekim çok mağdur edildik. Özel okul öğretmeni olmanın da esasen ekstra zorlukları var. Günde yeri geliyor 8-10 saat derse giriyoruz. Uzak aralıklar. Anne için ekstra sıkıntı oluyor esasen. Yani 15 yılın emeği var ve ben sahiden 74’üncü olmak için gecemi gündüzüme kattım. En az günde 10 saat ders çalıştığım vakitler oldu. Hakkımızı istiyoruz. Her vilayette bir kişi açık olsa 81 kişi eder, her branş için. 32’ler, 29’lar çok komik sayılar.”
Psikolojik danışmanlık ve rehberlik kısmı mezunu olduğunu söyleyen Haşim Tuğrul da emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın bu mevzuda yanlış bilgiyle yanıltıldığını düşünüyorum. Zira Sayın Yusuf Tekin’in son açıklamaları şu doğrultuda. Diyor ki, “İhtiyaç olan branşlarda yalnızca alım yapıyorum’. Pekala, ben kendisine soruyorum. Yalnızca bu sene bahsettiği bütün branşları neredeyse kıyıma uğrattı.”
