Yeniçağ Gazetesi: Her dört çocuktan biri okul yerine işe gidiyor!

Yeniçağ Gazetesi’nin bugünkü manşeti…

Gazetemizi okumak için tıklayınız

Her dört çocuktan biri okul yerine işe gidiyor

Derin yoksulluğun yapıtı çocuk emekçi sorunu giderek büyüyor. 900 bin kayıtlı işçiliğe bir de Milli Eğitim Bakanlığı eliyle çırak adı altında fabrikalarda çalıştırılanlar çocuklar eklendi.

UCUZ PERSONEL DURUMUNDALAR

Ekonomik dertler, çocukları okul yerine çalışmaya gönderiyor. Türkiye’de kayıtlı çocuk personel sayısı 900 bine ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve çocuk işçiliğini yasal ve legal bir sisteme taşıma maksadı taşıyan MESEM üzerinden 1,5 milyon öğrenci de çırak ismi altında fabrikalarda ucuz emekçi olarak çalıştırılıyor.

İşçi Sıhhati ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) bilgilerine nazaran bu yılın birinci 5 ayında en az 29 çocuk personel, iş kazalarında hayatını kaybetti. 2013’ten bu yana da çalışırken can veren çocuk sayısı 770.

YETERLİ BESLENEMİYORLAR

TÜİK bilgilerine nazaran de okulda olması gereken, oyun oynaması gereken çocuklar, çalışma hayatına atılmak zorunda bırakılıyor. Datalar, 5-17 yaş kümesindeki çocukların iş gücüne katılma oranının 2024’te yüzde 24,9’a yükseldiğini ortaya koydu.

Böylece resmi sayılara nazaran, her 4 çocuktan 1’i çalışmak zorunda kaldı. Çocuklar tıpkı vakitte ekonomik kiriz nedeniyle sağlıklı beslenme sorunu da yaşıyor. Yeniden TÜİk’in yaptığı araştırmaya nazaran her gün ekmek, makarna ile beslenen çocukların oranı yüzde 62,4.

BU ZİHNİYETİN ESERİ

İçler acısı duruma reaksiyon gösteren CHP’li Aylin Nazlıaka, “Çocuklar her gün daha derin bir yoksulluğa, daha büyük bir eşitsizliğe uyanıyor. Türkiye’nin çocuk personelliği karnesi ise AKP’nin zihniyet meselesidir. Her dört çocuktan biri çalışmak zorunda kalıyorsa, çocuklar iş cinayetlerinde hayatını yitiriyorsa, MESEM ismi altında çocuk emeği sömürülüyorsa, TÜİK dataları çocukların kâfi beslenemediğini ortaya koyuyorsa, 2025 yılı Aile Yılı değil, Çocuk Personelliği ile Uğraş Yılı ilan edilmeliydi” dedi.

TÜRKİYE’NİN KANAYAN YARASI ÇOCUK İŞÇİLER

Derin yoksulluğun yapıtı çocuk personel sorunu giderek büyüyor. 900 bin kayıtlı işçiliğe bir de Milli Eğitim Bakanlığı eliyle çırak adı altında fabrikalarda çalıştırılanlar çocuklar eklendi.

Ekonomik düşünceler, çocukları okul yerine çalışmaya gönderiyor. Türkiye’de kayıtlı çocuk personel sayısı 900 bine ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve çocuk işçiliğini yasal ve yasal bir tertibe taşıma hedefi taşıyan MESEM üzerinden 1,5 milyon öğrenci de çırak ismi altında fabrikalarda ucuz personel olarak çalıştırılıyor. Personel Sıhhati ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) bilgilerine nazaran bu yılın birinci 5 ayında en az 29 çocuk emekçi, iş kazalarında hayatını kaybetti. 2013’ten bu yana da çalışırken can veren çocuk sayısı 770.

TÜİK datalarına nazaran de okulda olması gereken, oyun oynaması gereken çocuklar, çalışma hayatına atılmak zorunda bırakılıyor. Datalar, 5-17 yaş kümesindeki çocukların iş gücüne katılma oranının 2024’te yüzde 24,9’a yükseldiğini ortaya koydu. Böylelikle resmi sayılara nazaran, her 4 çocuktan 1’i çalışmak zorunda kaldı. Çocuklar tıpkı vakitte ekonomik kiriz nedeniyle sağlıklı beslenme sorunu da yaşıyor. Tekrar TÜİK’in yaptığı araştırmaya nazaran her gün ekmek, makarna ile beslenen çocukların oranı yüzde 62,4.

CHP Genel Lider Yardımcısı Aylin Nazlıaka da 12 Haziran Dünya Çocuk Personelliği ile Çaba Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada, “Her yıl Milletlerarası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından çocuk işçiliğiyle gayret hedefiyle anılan bu özel gün, ne yazık ki Türkiye’de çocuk emeğinin sömürüldüğü, çocukların vefatına ‘kader’ denildiği bir gerçekliğin ortasında karşılanıyor. Emekçi Sıhhati ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) bilgilerine nazaran, yalnızca 2025 yılının birinci 5 ayında en az 29 çocuk emekçi, iş cinayetlerinde ömrünü yitirmiştir. Okulda olması gereken, oyun oynaması gereken bu çocuklar, AKP iktidarının siyasetleri nedeniyle hayatlarını kaybetmiştir” dedi.

Nazlıaka, “Oysa iktidar, 2025’i ‘Aile Yılı’ ilan ederek aileyi koruyormuş üzere yaparken; aileleri yoksulluğa, çocukları işçiliğe mahkûm eden siyasetler üretmektedir. 2025 ‘Aile Yılı’ değil ‘Çocuk Personelliği ile Gayret Yılı’ ilan edilmeliydi. Gerçek aile siyaseti, çocukları ömürde tutacak toplumsal siyasetlerle güçlendirmektir. Yoksulluk, bu ülkede çocuklara miras bırakılan bir yazgı haline gelmiştir. Her dört çocuktan biri çalışmak zorunda kalıyorsa bu ülkenin çocuk işçiliğiyle çaba değil, çocuk emeğini adeta kurumsallaştırmaya yönelik bir siyaset izlediği açıktır” diye konuştu.

Nazlıaka şunları söyledi: “Özellikle Mesleksel Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulaması, çocuk işçiliğini legalleştiren ve yaygınlaştıran bir sistem haline gelmiştir. Yaklaşık 1,5 milyon öğrenci MESEM’e kayıtlıdır ve bunların yaklaşık 300 bini 18 yaş altı çocuklardır. Bu sistemde, çocuklar ‘eğitim’ ismi altında haftanın dört günü ucuz işgücü olarak çalıştırılmakta, can vermektedir. Şu ana kadar MESEM kapsamında çalışırken hayatını yitiren çocuk sayısı en az 11’dir. TÜİK bilgilerine nazaran, çocukların işgücüne iştirak oranı 2024 prestijiyle yüzde 24,9’a ulaşmış; yani her 4 çocuktan 1’i çalışmaktadır. Bu oran, 2022’de yüzde 18,7, 2023’te yüzde 22,1’di. Çocuk personelliği süratle artarken, iktidar sinema izler üzere izlemekte; tahlil üretmek yerine bu tabloyu derinleştiren adımlar atmaktadır. Birebir halde çocuk yoksulluğuna ait datalar, çocukların beslenme ve gelişim açısından da derin bir eşitsizlikle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’nin çocuk personelliği karnesi ise AKP’nin zihniyet sıkıntısıdır. Son 12 yılda en az 766, AKP devrinde en az bin 921, 2013’ten bu yana 18 yaşında olan en az 212 çocuk personel, iş cinayetlerinde hayatını yitirmiştir.”

Haber Merkezi