Silivri’de geçim isyanı! “Günlerdir buradayız, kiramı ödemem lazım”
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının akabinde başlayan protestolarda tutuklanan öğrenciler yaklaşık bir aydır cezaevinde…
Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik İstanbul merkezli operasyonlarda tutuklanan gazeteciler ise cezaevinde ikinci ayını doldurdu.
ÇAKIRÖZER’DEN ÖĞRENCİLER VE GAZETECİLERE ZİYARET
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Bakırköy Bayan Kapalı Cezaevi ile Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu öğrenciler ile gazetecileri ziyaret etti.
Çakırözer, ziyaretlerde kendisine aktarılan iletileri kamuoyu ile paylaştı.
“İSTİKLAL MARŞI SÖYLEYEREK GÜNE BAŞLIYORUZ”
23 yaşındaki A.Ü:
“27 gündür tutukluyum. Tutuklanmama kanıt olarak gösterdikleri fotoğraflarda ben Türk bayrağı sallıyorum. Üzerimde de yeniden Türk bayrakları var. Hatta dünyada birçok gazetede benim bayrak sallarken fotoğrafım yer almış. Ben burada öğrendim. Hem okuyorum hem çalışıyorum. Bir aydır burada olmam muhtemelen bana devir kaybettirecek. İşim kendi işim lakin bir aylık gelir kaybım var. Koğuşta bir orta 32 bireydik. tahliye olanlardan sonra 7 kaldık. Türk bayrağı ve Atatürk asılı duvarlarımızda. Her sabah önüne geçip hürmet duruşunda duruyor ve İstiklal Marşı söyleyerek güne başlıyoruz”
“LEHİME ÖRNEK KARARLAR VAR, BENİ HALA TUTUYORLAR”
18 yaşındaki M.E:
“Oyun tasarımı kısmındayım. KYK yurdunda kalıyorum. Maalesef sınavlarıma giremedim bu süreçte. Ders çalışabilmek için kitap istedim, verilmiyor. Beni Kadıköy’de tutuklu öğrencilere dayanak için yapılan dayanışma sahnesinden gözaltına alıp tutukladılar. ‘Diktatör Erdoğan’ yazılı bir pankart nedeniyle tutuklandım. Meğer ‘Diktatör’ sözü cürüm değil. Hem Türkiye’de hem de dünyada birçok örnek karar var lehime olan. Lakin ısrarla bizi burada tutuyorlar.”
“KİRAMI ÖDEYEMEDİM”
31 yaşındaki B.A:
“Fotoğraf, görüntü yapım işleri yapıyorum. 27 gündür buradayız. Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandım ancak kanıt yok aleyhimize. Bir tane fotoğraf var, onda da kıyafetlerimiz birebir değil. Gözaltına alınırken makûs muamele gördük. Polise hiçbir direnişim olmamasına karşın başıma diziyle bastırdı. 27 gündür buradayım. İşimi yapamıyorum. Yapamayınca para kazanamıyorum. Fakat kiramı ödemem lazım. Neden burada tutuluyoruz belirli de değil.”
18 yaşındaki D.O: “Burslu okuyorum ve imtihanlarımı kaçırmış durumdayım. Bursumu kaybedilebilirim. Hem özgürlüğümüz hem de sıkıntı elde ettiğimiz eğitim bahtımız elimizden alınıyor, gasbediliyor.”
“CİDDİYETSİZ BİR DOSYA”
Gazeteci Yıldız Tar:
“HDK soruşturması kapsamında iki aydır tutukluyuz. Önüme kanıt diye koydukları iki dokümandan biri 2013’te Özgür Radyo’da çalışırken yaptığım bir haber. Başkası 2012’de Boğaziçi Üniversitesinde katıldığım bir toplantı. Diğer hiçbir şey yok. İddianamemiz hala çıkmadı. Bir an evvel çıkmasını bekliyoruz. Bizi içeride tutma münasebetleri aşikâr. Ekrem İmamoğlu’nu teröre bağlamak için hazırlanan bir planın modülü bu.
HDK yasadışı bir örgüt değil. Genel Kurulunu yapıyor, eş başkanı biz tutuklanırken basın açıklaması yapıyordu. Neresinden baksanız saçmalık. Bu kadar ciddiyetsiz bir evrak.”
“BEN DE MAĞDURUM İZLEYİCİM DE MAĞDUR”
İlke TV programcısı Ercüment Akdeniz:
“Suç değil lakin benim HDK ile uzaktan yakından ilgim yok. Geçmişte EMEP’li olduğum bir devir var. O periyotta yani 2011, 2012, 2013’te üç tane faaliyetten artık beni 12 yıl sonra zindana tıktılar. HDK’yı kriminalize gösterip İmamoğlu’na yönelttikleri kent uzlaşısı suçlaması ile bağlamak istiyorlar. Biz gazeteciyiz. Ve gazetecinin tutukluluğu yalnızca ona yönelik bir cezalandırma değil, halkın da cezalandırılması. Zira kamusal bir vazife olan halkın haber alma hakkını sağlama misyonumuzu yerine getiremiyoruz buradayken. Ben de mağdurum, benim izleyicim de mağdur. Bir an evvel iddianamemizin çıkmasını talep ediyoruz.”
“FETÖ’CÜ SAVCILARIN DOKÜMANLARIYLA BİZİ TUTUYORLAR”
İlke TV çalışanı gazeteci Elif Akgül:
“Benim tek bildiğim şey gazetecilik. Prensip TV’de çalışıyorum. Önüme doküman diye koydukları tek şey gazetecilik faaliyetlerim. FETÖ’cü polis ve savcıların 12-13 yıl evvel hukuksuz dinlemelerle topladıkları evraklarla bizi burada tutuyorlar. 1 Mayıs 2013’te polisin DİSK binasına müdahalesi sırasında Bianet’te arkadaşlarımla yazışıyorum. Seyahat Parkı aksiyonlarına ait sorular sordular. Bir de isim benzerliği olan diğer bir Elif Akgül hakkındaki haberler bana soruldu. Büsbütün siyasi rehine üzere tutuyorlar bizi burada. Birbirini tanımayan yüzlerce kişilik bir örgütüz, nasıl oluyorsa.”
“BU HUKUKSUZLUĞU BİTİRİN”
Çakırözer ziyaretleri sonrasında yaptığı açıklamalarda Ekrem İmamoğlu’na özgürlük protestolarında tutuklanan gençlerin ve haksız, hukuksuz yere özgürlüklerinden yoksun bırakılan gazetecilerin bir an evvel hür bırakılmasını isteyerek, şunları kaydetti:
“Protesto hakkı anayasal haktır. Bu öğrencilerin hiçbir kabahati yok. Haksız hukuksuz özgürlüklerinden yoksun edildiler. Artık derslerine giremiyorlar, okullarına gidemiyorlar, işlerine gidemiyorlar. Burslarını, yurtlarını, işlerini kaybetme riski ile karşı karşıyalar. Anayasal hak olan protesto haklarını kullandılar diye, haksız hukuksuz cezaevinde tutulan bu gençler, belediye liderlerimiz, gazeteciler, belediye yöneticileri, sendikacılar, hak savunucuları derhal özgür bırakılsın. Bu hukuksuzluk, bu zulüm bir an evvel sonlandırılsın.”
