İsrail-İran savaşı sonrası akla gelen soru işareti: Türkiye hava sahasını nasıl koruyor?
İsrail’in İran’a yönelik geniş çaplı hücumlarının başlamasının akabinde İran ordusunun yaptığı misilleme akınlarında, Tel Aviv yakınlarındaki Ramat Gan bölgesinde çok sayıda bina yıkıldı yahut ağır hasar oldu.
İsrail savaş uçaklarının elini kolunu sallayarak İran hava alanına girip bombardıman yapabilmesi, hava savunma sistemlerinin kıymetini bir sefer daha gündeme getirdi. ABD’nin Patriot sistemlerini satmaya yanaşmaması üzerine acil tahlil olarak Rusya’dan S-400 alan Türkiye, süratli bir çalışmayla alçak ve orta irtifa hava savunma meselesini çözdü.
Yüksek irtifa hava savunma şimdilik S-400’e emanet edilse de Türkiye ulusal imkanlarla geliştirdiği SİPER sistemiyle şimdiden 100 kilometre menzili aştı.
ÇELİK KUBBE DEVREYE GİRİYOR
NATO sistemlerinden bağımsız ve büsbütün yerli imkanlarla geliştirilecek entegre bir hava savunma ağı kurmayı hedefleyen Türkiye ‘Çelik Kubbe’ sistemini devreye almaya hazırlanıyor. Türkiye, kendi uzun menzilli hava savunma sistemi olan SİPER projesinde de kıymetli ara kat etti. ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE iş birliğinde geliştirilen SİPER’in birinci bloğu 100 kilometreyi aşan menziliyle dikkat çekiyor. Geliştirme ve test süreçleri muvaffakiyetle tamamlanan sistem 2024 prestijiyle envantere girdi. Türkiye açısından SİPER, sırf teknik bir kazanım değil, tıpkı vakitte stratejik bir bağımsızlık adımı olarak da görülüyor.
HAVA TEHDİTLERİNE KARŞI AKTİF KORUMA
Orta menzilli tehditlere karşı ise HİSAR-O ve geliştirilmiş versiyonu HİSAR-O+ sistemleri misyon yapıyor. ASELSAN ve ROKETSAN imzası taşıyan bu taşınabilir sistemler, uçak, helikopter, seyir füzesi ve insansız hava araçları üzere hava tehditlerine karşı aktif bir muhafaza sağlıyor. 25 ila 50 kilometre ortasında değişen menziliyle HİSAR-O+, 2022 yılında TSK envanterine katıldı. Kısa menzilli savunmada ise çok katmanlı sistemin kıymetli bileşenleri olan HİSAR-A+, KORKUT ve SUNGUR sistemleri öne çıkıyor. 15 kilometreye kadar tesirli olan HİSAR-A+, bilhassa taktik birliklerin korunmasında etkin olarak kullanılıyor.
İHA VE SEYİR FÜZELERİNE DUVAR OLUYOR
Bunun yanı sıra, kara birliklerinin alçak irtifa tehditlerine karşı savunmasını üstlenen KORKUT sistemi, 35 milimetrelik otomatik topuyla yaklaşık 4 kilometrelik menzilde tesirli oluyor. Türk Kara Kuvvetleri bünyesinde etkin vazife yapan bu sistem, bilhassa İHA ve seyir füzelerine karşı kullanılıyor. Sistem ağına esneklik kazandıran taşınabilir hava savunma tahlili SUNGUR ise, 8 kilometreye kadar tesirli menziliyle tek er tarafından taşınabilen yahut zırhlı araçlara entegre edilebilen bir sistem olarak dikkat çekiyor. 2022’den itibaren TSK’ya teslimatına başlanan SUNGUR, alanda süratli ve çevik müdahale kabiliyetiyle ön plana çıkıyor.
TÜRKİYE’NİN HAVA SAVUNMA VİZYONU
Tüm bu sistemlerin ortak bir ağda, entegre biçimde çalışabilmesi için geliştirilen “Çelik Kubbe” projesi ise Türkiye’nin hava savunma vizyonunun merkezinde yer alıyor. Erken ihtar radarları ve elektronik harp ögeleriyle desteklenen bu sistem mimarisi, Türkiye’nin hava alanını çok katmanlı ve yerli bir kalkanla muhafaza gayesini somutlaştırıyor. Havadan Erken İhbar ve Denetim (HİK) uçakları da sistemin külliyen entegre çalışıyor.
MİLLİ SİSTEMLERİN BÜYÜK ROLÜ
Hava savunma sistemlerinde faal ögeler kadar pasif savunma da değerli bir yer teşkil ediyor. Bu çerçevede ulusal elektronik harp sistemi KORAL-2, askeri araçlara entegre edilen ve geniş frekans bandında vazife yapabilen bir radar. Yeni versiyonuyla KORAL-2, sabit radarları kör etmek, irtibatı kesmek ve başka bilgisayarlı sistemleri fonksiyonundan uzaklaştırmak için kullanıldığı üzere her türlü beşerli ya da insansız hava aracına karşı köreltme ve karıştırma maksatlı kullanılabiliyor. Düşman radarlarına, dost ögelerin yerini, sayısını, cinsini aldatıcı biçimde aktarabilen Koral, düşman hava araçlarının sinyallerini bozarak maksatlarını gerçek formda bulmasını da engelleyebiliyor.
