Hint Okyanusu kaynıyor: Seçimler öncesi sosyal medyaya yasak geldi

Mauritius hükümeti, Başbakan Pravind Jugnauth’un ikinci periyot için yarışacağı 10 Kasım’daki seçimler öncesinde toplumsal medya erişimini askıya aldığını duyurdu. Bu karar, geçtiğimiz ay toplumsal medyada yayımlanan yasa dışı dinleme kayıtlarının ülkede yarattığı siyasi krizin akabinde geldi. Kelam konusu kayıtlar, iş insanları, siyasetçiler ve gazeteciler üzere çeşitli bölümlerden insanların konuşmalarını içeriyordu ve ülkede büyük bir skandala yol açtı. Yetkililer, bu kayıtların ulusal güvenlik için tehdit oluşturduğunu öne sürerek toplumsal medya platformlarının süreksiz olarak kapatılmasına karar verdi.

İletişim Teknolojileri Kurumu (ICTA) yaptığı açıklamada, 31 Ekim akşamında alınan talimat doğrultusunda tüm internet servis sağlayıcılarının 11 Kasım’a kadar toplumsal medya platformlarına erişimi durduracağını bildirdi. ICTA, bu tedbirin ulusal güvenlik ve kamu güvenliğini korumak ismine gerekli olduğunu belirtti. Ülkedeki en önemli ağ sağlayıcılarından EMTEL de karara uyacağını ve kullanıcı tecrübesinde kademeli olarak aksaklıklar yaşanacağını duyurdu. Şirket, müşterilerinin yaşayacağı rahatsızlık için üzgün olduklarını fakat alınan karara uymaktan öbür çarelerinin olmadığını söz etti.

Mauritius basını, Başbakanlık ofisinin bu adımı ülkenin bütünlüğünü korumak için gerekli bir önlem olarak nitelendirdiğini aktardı. Açıklamada, mevcut riskleri denetim altına almak için bir kriz komitesinin kurulduğu ve toplumsal medya yasağının süreksiz olduğu vurgulandı.

Sosyal medya yasağı, basın özgürlüğü savunucularının reaksiyonuna yol açarken, Mauritius’un bu adımının demokrasinin temel unsurları ile çeliştiği tenkitleri gündeme geldi. Hudut Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, kayıtların beş tanınmış gazetecinin de özel görüşmelerini içerdiğini belirterek, bu yasağın basın özgürlüğüne karşıt olduğunu savundu.

Mauritius’un Hint Okyanusu’ndaki bu ada ülkesi, yaklaşık 1,2 milyon nüfusa sahip. Hükümetin toplumsal medya yasağı, seçim öncesinde bilgi akışını sınırlayarak kamuoyunun itimadını kazanma maksadı taşıyor. Lakin bu tedbirin uzun vadede ülkedeki demokratik bedellere ziyan verip vermeyeceği tartışma konusu olmaya devam ediyor.