“Farz Et Ki Sen Yoksun” Arter’de
Özel alanda tekil bir yaşama eşlik etmek üzere düzenlenmişken bir sanat kurumunun aracılığı ve küratoryal bir bakışla şahsî bir koleksiyondan kamuya açılan seçki, tasnif mantığına meydan okuyan vakitler ve formlar ortası bir dünya yaratıyor. Koleksiyonerin yapıtlarla etkileşim içerisinde soyut bir kimlik kazanarak var olduğu bu dünya, şeylerin özel alandan ayrılıp kendi özgünlüklerini yeni bir bağlamda sürdürmesiyle hem gerçek hem de kurmaca bir tecrübenin kapısını aralıyor. Farz Et Ki Sen Mahrum, koleksiyonu çok istikametli ve yaşayan bir vücut olarak ele alarak, alelade olanın harika olanla yakınlıklarının yanı sıra toplama/koleksiyon yapma pratiği ve gündelik hayatımızı çevreleyen objeler üzerine de düşünmeye teşvik ediyor.
ÖMER KOÇ KOLEKSİYONU
Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen yapıtlarla oluşturulan Farz Et Ki Sen Mahrum, her şeyin düştüğü ve düşmeye devam ettiği dünyada yükselişi düşleyebilmek için, faniliğin karar sürdüğü canlılar cihanında dünyevilikten el alan yükseliş ve kaçış alanlarını bulmaya yöneliyor. Standın ismini aldığı dizelerde şair Ömer Hayyam’ın (1048–1131) kendi benliğimizin hudutlarını aşarak ömrü özgürce kucaklamamızı anımsatmasından hareketle ziyaretçiler de kronolojinin ve hiyerarşinin olmadığı bir mekânsal kurgu içerisinde bir ortaya getirilen objelere dair yeni mana arayışlarına kapı açacak bir tecrübeye davet ediliyor.
Koleksiyonerin oyuncul yorumunu yansıtan bir birikim yoluyla insanî zevkleri, dilekleri, geçmiş hayatların heveslerini ve düşlerini bize taşıyan kitapları, koltukları, fotoğrafları, heykelleri ve fotoğrafları buluşturan Farz Et Ki Sen Mahrum, insan olmanın uygunuyla kötüsüyle aktarılabilir bütün hâllerini müdafaa altına alma fikrine tutkuyla yaklaşmak ve nihayet en büyüğünden en gündelik olanına, en kalıcısından en süreksiz olanına jestler, imalar, hareketler, ölmeden bırakılmış ve sonra yaşayanlarca bulunmuş ve korunmuş izler üzere temaların peşinden gidiyor. Stantta bir ortaya gelen binbir yapıt ve obje, yerde kurdukları yakınlıklar yoluyla yeni çağrışımlar için yaşama tutunan bir görüş alanı açıyorlar.
