DEM Parti Eş Genel Lideri Tülay Hatimoğulları, DEM Parti’nin İmralı’da yaptığı görüşmenin akabinde yaşanan gelişmelere ait olarak, “Bu süreç değerli bir süreç, hepimiz büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Lakin rehavete kapılmayalım. “Nasılsa işler halloluyor barış oluyor” deyip demokratik gayretimizi zayıflatan bir duruma asla düşmemeliyiz” ifadesini kullandı.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından Diyarbakır’da halkla buluşma programı gerçekleştirildi. Programa Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Eş Genel Lideri Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Liderleri Keskin Bayındır ve Çiğdem Kılıçgün Uçar, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Lideri Ayşe Serra Bucak Küçük, DEM Parti milletvekilleri ve belediye eş liderleri katıldı.

Programda konuşan DEM Parti Eş Genel Lideri Tülay Hatimoğulları, Suriye’deki gelişmelerin tüm dünyayı etkilediğini belirterek, “Rejim değiştikten sonra ne yazık ki bir demokrasi gelmedi. Beterin beterini yaşıyoruz şu anda. Başta Kuzey ve Doğu Suriye, Rojava toprakları Türkiye imalatı olan Suriye Ulusal Ordusu ve onların beslemesi çeteler tarafından birçok operasyona maruz kalıyor. Artık, Kobani düştü düşecek diyenlerin iştahı bir sefer daha kabardı. Kobani’yi de düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak Kobani halkı IŞİD’in barbarlığına karşı geçmişte nasıl uğraş ettiyse artık de çaba ediyor. Kobani düşmedi, düşmeyecek bu da onu düşürmek isteyenlere ders olsun. Suriye’de Kürt halkına yönelik gerçekleştirilen operasyonların yanı sıra oradaki Alevilere, Hıristiyanlara, Dürzilere çok önemli katliamlar gerçekleşiyor. Bütün dünyaya Diyarbakır’dan sesleniyoruz, oradaki katliamları durdurmak için derhal harekete geçilmelidir. Bilhassa Rojava’da kurulan statünün resmiyete kavuşturulması için uğraşımızı daha çok yükseltmeliyiz. Biz biliyoruz ki, Suriye’deki tek deva Kürt halkı başta olmak üzere orada yaşayan halkların temsiliyetini sağlamak üzere demokratik bir Suriye’nin inşası dışından diğer bir seçenek yoktur” tabirini kullandı.

“SURİYE’DEKİ GELİŞMELERİ HERKES YAKİNEN TAKİP ETMELİDİR”

Hatimoğulları, “Değerli Kürt halkı, bilhassa başta sizler olmak üzere ancak Türkiye’de yaşayan öteki bütün halkların merakla ve dikkatle izlediği yeni gelişmeler var. Bu gelişmeleri biliyoruz. En çok siz bedelli Kürt halkı büyük bir heyecanla takip ediyorsunuz. İmralı kapıları şimdilik açılmıştır. DEM Parti heyeti Öcalan’ı İmralı’da ziyaret etmiştir. Öcalan’ın heyetimize söylediği bir iki noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. 7 unsurluk açıklamayı yaptık onları elbette izlediniz. Sayın Öcalan şunu söylüyor, “Suriye’deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir. Filistin’deki, Gazze’deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir.” Bizler de bu kelamların arkasındayız” diye konuştu. Tarihî bir kırılma anından geçildiğini kaydeden Hatimoğulları, şunları kaydetti:

“İMRALI’DA GERÇEKLEŞEN BU GÖRÜŞME YETMEZ, İMRALI KAPILARI AÇILMALIDIR”

“Bu tarihi kırılmada ya olumlu bir halde kırılma gerçekleşecek barışı inşa edeceğiz ya negatif istikamette kırılmalar gerçekleşecek ve her yer Gazze olacak. O nedenle devlet aklına biz buradan seslenmek istiyoruz. İmralı’da gerçekleşen bu görüşme yetmez, İmralı kapıları açılmalıdır, Öcalan’ın barış için, yalnızca Türkiye barışı değil bütün Ortadoğu barışı için de çalışabileceği fiziki şartların sağlanması gerekir. Bir noktanın daha altını çizeceğim. Bu süreç değerli bir süreç, hepimiz büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Lakin rehavete kapılmayalım. “Nasılsa işler hal oluyor barış oluyor” deyip demokratik uğraşımızı zayıflatan bir duruma asla düşmemeliyiz. Bugün İmralı kapıları açıldıysa siz kıymetli halkımızın verdiği çaba sayesindedir. Bu görüşmelerin bir barış sürecine evrilebilmesinin yolu siz pahalı halkımızın demokratik yerde hareketlerini, etkinliklerini, kelamını, fikrini ve hissini alanlarda meydanlarda en örgütlü formda en üst düzeye taşıyarak bunun önünü açabiliriz. Bu bir süreç olacaksa, bir barış süreci inşa olacaksa bu barış sürecinin Kürt halkının kazanımları lehine neticelenebilmesi için siz bedelli halkımızın mevcut olan gayretini katlayarak büyütmesi ve geliştirmesi gerekiyor. O nedenle asla rehavete kapılmadan yalnızca Kürdistan’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında devrimci hareketlerle, sosyalistlerle, demokratlarla, aydınlarla, yazarlarla yani ezcümle “Bu topraklar kana doydu artık kâfi, barış istiyoruz” diyen her kesitle çalışmalarımızı sürdürmeye ve bu sesi büyütmeye daima birlikte devam edeceğiz. Sizler bunu yaparsanız bütün halklar ismine daima birlikte kazanabiliriz.”