İran’dan Birleşmiş Milletler’e çağrı: 44 yıl önce alınan kararın aynısını istedi

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İsrail’in Arak ağır su nükleer reaktörüne düzenlediği taarruza ait toplumsal medya hesabından açıklama yaptı. Arakçi, “Arak Ağır Su Nükleer Reaktörü, kapsamlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) kontrolleri altında ve Ortak Kapsamlı Hareket Planı (JCPOA) çerçevesinde belirlenen teknik kurallara uygun olarak inşa edilen bir tesis. Lakin dün öğlen saatlerinde İsrail rejimi tarafından bombalandı” sözlerini kullandı. Taarruzun milletlerarası hukuk açısından önemli bir ihlal olduğunu vurgulayan Arakçi, “Bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu (BMGK) toplanırken, Konsey’in 1981 yılında Irak’ın nükleer tesisine yapılan hücuma karşı oy birliğiyle aldığı 487 sayılı kararı uygulaması ve bu karara bağlı kalması hayati değer taşımaktadır” tabirlerine yer verdi.

Arakçi, 487 sayılı kararda, UAEA kontrolündeki nükleer tesislere yönelik her türlü askeri hücumun sırf bu kontrol sistemine değil, birebir vakitte Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) yapılmış bir akın manasına geldiğinin vurgulandığını belirtti. Arakçi, “Bu karar, geçmişi olduğu kadar geleceği de kapsamakta ve bu cins taarruzlarla ilgili açık ve bağlayıcı bir tüzel çerçeve ortaya koymaktadır” dedi.

Konsey’in sessiz kalması durumunda, memleketler arası kamuoyuna bu hukuksal prensiplerin neden yalnızca birtakım durumlarda uygulandığını açıklamak zorunda kalacağını belirten Arakçi, dünya genelinde nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik milletlerarası nizamın çökmesi halinde sorumluluğun İsrail’le birlikte kendilerinde olacağını söz etti.

487 SAYILI KARAR NEDİR?

BM Güvenlik Kurulu, 19 Haziran 1981’de oy birliğiyle kabul ettiği 487 sayılı kararla, İsrail’in Irak’taki Osirak Nükleer Reaktörü’ne düzenlediği hava saldırısını kınamıştı. Kararda, bu cins akınların memleketler arası hukuka ve BM Şartı’na ters olduğu vurgulanmış, üye ülkelere öbür devletlerin nükleer tesislerine yönelik askeri hareketlerden kaçınma daveti yapılmıştı. Irak’a tazminat hakkı tanınırken, Memleketler arası Atom Gücü Ajansı’nın (UAEA) kontrolündeki tesislere yönelik akınların, nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik global gayretlere ziyan verdiği belirtilmişti. Kelam konusu karar, nükleer tesislere yönelik askeri akınların tehlikeli bir emsal oluşturduğunu vurgulayan kıymetli bir hukuksal evrak niteliğini taşıyor.