Türkiye adeta 2 farklı ülke gibi! Milyoner sayısında dünya birincisi…
İsviçre merkezli banka UBS’in klasikleşen servet raporu, Türkiye’deki gelir eşitsizliğinin ne kadar ekstrem düzeylere ulaştığını gözler önüne serdi. UBS’ın dün açıkladığı rapora nazaran Türkiye 2024’te dolar milyoneri sayısının en süratli arttığı ülke oldu. Buna karşın Türkiye’de gerçek servet ise yüzde 21 azaldı. UBS’e nazaran dolar milyonerlerinin sayısı dünya genelinde yüzde 1.2 oranında (684 bin kişi) artış gösterdi. Böylelikle 2024’te global çapta her gün neredeyse 2 bin yeni dolar milyoneri ortaya çıktı. UBS’in incelediği 56 ülkede ortalama yüzde 1.2 oranında artış gösteren dolar milyoneri sayısı, Türkiye’de ise yüzde 8.4 büyüdü. Türkiye’nin artış suratında dünyada birinci sırada olmasıyla toplam dolar milyoner sayısı yaklaşık 7 bin kişi artarak 68 bine dayandı. Milyoner artış suratında Türkiye’yi, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya takip etti.
ADETA 2 FARKLI ÜLKE
ABD yaklaşık 24 milyon dolar milyoneriyle genel toplamda birinci sırada yer aldı. İkinci Çin’de 6.3 milyon, üçüncü Fransa’da ise yaklaşık 3 milyon dolar milyoneri bulunuyor. Türkiye için milyoner sayısındaki parlak tablo, ortalama servete yansımadı. UBS’e nazaran Türkiye’de 2024’te gerçek bazda ortalama servet yüzde 14.6, medyan servet ise yüzde 21 azaldı. Enflasyondan arındırılmış bilgilere nazaran Türkiye, servet değişiminde 56 ülke ortasında en makus ülke oldu. Medyan servet Macaristan’da yüzde 18, İsveç ve İtalya’da ise gerçek bazda yüzde 15’ten fazla büyürken, Türkiye’nin akabinde en makûs ülkeler yüzde 8.2’lik gerilemeyle Rusya, yüzde 6.3’lük küçülmeyle Çin olarak sıralandı. Türkiye, gelir eşitsizliğini ölçen Gini katsayısında ise en berbat 9’uncu ülke olarak listede kendisine yer buldu.
İsviçre, kişi başı ortalama servetin en yüksek olduğu ülke olarak hesaplandı. UBS’e nazaran ortalama İsviçreli’nin serveti 687 bin 166 dolar oldu. İsviçre’yi 600 bin doları aşan servetle ABD ve Hong Kong takip etti. UBS’in Baş Ekonomisti Paul Donovan, “Servet sadece ekonomik bir ölçü değildir, tıpkı vakitte toplumsal ve siyasi bir güçtür. Dördüncü sanayi ihtilalini ve artan kamu borcunu yaşarken, servetin nasıl dağıtıldığı ve aktarıldığı, fırsatları, siyasetleri ve ilerlemeyi şekillendirecektir” dedi.
