Mourinho’ya ateş püskürdüler: Ali Koç’a tavsiyem…
Fenerbahçe, kendi meskeninde oynadığı derbide Beşiktaş’a 1-0 mağlup oldu. Siyah beyazlılara galibiyeti getiren golü Gedson Fernandes kaydetti. Portekizli oyuncu ayrıyeten penaltıdan yararlanamadı. Beşiktaş böylelikle ezeli rakibini Muhteşem Lig’de 2 maçta da mağlup etmeyi başarırken sarı lacivertliler ise bu dönemi derbi galibiyeti alamadan kapatmayı garantiledi.
Fenerbahçe ile Galatasaray ortasındaki puan farkı derbi sonrası 8’e çıkarken yapılan yorumlarda Teknik Yönetici Mourinho’ya sert yansılar yer aldı. Spor muharrirleri Portekizli teknik adamın oyun planı ve oyuncu tercihlerini eleştirirken Lider Ali Koç’a tavsiyeler verdi.
Derbi sonrası yapılan kimi yorumlar şöyle:
Uğur Meleke (Hürriyet): Dünyanın en kısa fıkrası: Beşiktaş maça sol kanatta Emrecan (20) ve Mustafa (18) ikilisiyle başladı, Mourinho’nun sağ açıkta tercihiyse Szymanski oldu! Fakat bu kararın yanı sıra üç temel problemdeki tavrı, beni Mourinho’nun niyeti konusunda tereddüde düşürüyor:
1-) Ocak-Şubat-Mart’ta üçlü savunma ile başarılı bir süreç… Kayseri maçı dörtlü savunma ile puan kaybı… Gaziantep önünde üçlü savunmayla güzel oyun ve fabrika ayarlarına dönüş… Beşiktaş maçında bir sefer daha dörtlü savunmayla darmadağınık bir imaj… Ayarlarla bu kadar çok oynamayı ben yeterli niyetli bulamıyorum.
2-) Dzeko-Nesyri ile sistem işliyor. Dzeko-Talisca ile işliyor. Fakat Talisca-Nesyri ile işlemiyor. Talisca-Nesyri ikilisinin sonuç vermediği tekraren kanıtlanmasına karşın derbiye bu forvet çizgisiyle çıkılması nasıl açıklanabilir?
3-) Kayserili Gökhan, Mert Müldür’e karşı 3 gol birden üretmişti. Mert’i 15 gün sonra tekrar (orijinal rolü olmayan) sol bekte oynatıp tıpkı bedeli ödemek nasıl açıklanabilir? Ben Mourinho’yu anlamakta zahmet çekiyorum doğrusu.
Gürcan Bilgiç (Sabah): Hem oyun hem de oyuncu “yetersizliğini” üretip, en büyük bütçenin oluşturulduğu dönemi derbi kazanmadan, hatta kaybede kaybede bitiren harikulade bir performans sahibi var orada. Her konuşmasında grubunu savunup, “sorumlu benim” dedikten sonra, mağlubiyetin akabinde koşa koşa soyunma odasına giden de orada. Anlayamadığı yahut anlatamadığı bir süreç içinde, her rakibine “kazanabilirim” umudu veren görevlendirmelerin sahibi olduğu üzere, ne ofansif ne de defansif “özel fikri” olamayan da orada. Maçtan maça sekiz rotasyon yapabilecek kadar derin ve kaliteli takımın, böylesine bilinçsiz, plansız oynamasını da anlatamaz. Efektini cebine ve CV’sine koyup, koca bir dönemi taraftara zehir eden bir “jöleli” gerçeği de var karşımızda. Kadıköy’ü dolduran yahut televizyon başında olup isyan edenler de elbette haklı. Daima eleştirirdik taraftarın bu halini. “Hele bir maç bitsin, o denli yapın” dedik. Lakin alandaki kadro öylesine sinik ve teslimiyetçi ki, Beşiktaş’ın golünden sonra “Takım kazanır” ruhunu vermiyorlar. Milyonlarca taraftarı bu fikre sokan süreç var zira. Sahibi de 10 milyon Euro alıyor, bu rezaleti oluşturmak için. Galatasaray’a altın tepsi içinde verdi şampiyonluğunu, üstelik kendi taraftarına “özel eziyet” çektirerek.
Güntekin Onay (Hürriyet): Stopersiz Beşiktaş, lakin bu kadar makûs bir En-Nesyri ile birinci yarıda durum vermezdi. O denli de oldu. Faslı santrfor çok statik, yanında oynayan Talisca da hareketsiz; bu ikili oynadığı vakit rakip savunmalar rahat ediyor. Orta alan da yaratıcılıktan uzak futbolculardan heyeti. Yetmezmiş üzere atletik oyuncusu olmayan hantal bir grup, sarı lacivertliler; pres yapamıyor, tempo yapamıyor. Fenerbahçenin bekleri Mert Müldür ve Osayi-Samuel de maç sabaha kadar oynansa asist yapamaz. Mourinho ikinci yarıda kusurundan dönüp Tadic, Dzeko ve İrfan Can Kahveci’yi soksa da Beşiktaş’ın Uduokhai ve Joao Mario atılımları ile oyun gücünü artırması maçı kazanmasını sağladı. Siyah beyazlılar orta alanı büsbütün boşaltan Fenerbahçe karşısında farkı arttırmalıydı.
