Kanal İstanbul veto edildi! Kritik rapor yayınlandı
Kanal İstanbul projesine karşı açılan davada, İstanbul 4. Yönetim Mahkemesi’nin atadığı eksper heyeti, projenin etrafa ve kamu faydasına ziyan vereceğini ortaya koydu. Nefes gazetesinin haberine nazaran, 7 uzmandan oluşan heyet, Sazlıdere Barajı’nın büsbütün ortadan kalkacağını, Şamlar Ormanı’nın önemli ziyan göreceğini ve Terkos Gölü’nün devre dışı kalacağını belirtti. Raporda, İstanbul’un su istikrarının bozulacağı ve su kıtlığı riskinin artacağı uyarısı yapıldı. Uzmanlar, projenin şehircilik unsurlarına ve kamu faydasına uygun olmadığını oy birliğiyle kararlaştırdı.
ÇEVRESEL FELAKET UYARISI
Bilirkişi raporu, projenin İstanbul’un su kaynaklarına telafisi sıkıntı ziyanlar vereceğini gözler önüne serdi. Proje kapsamında Sazlıdere Barajı’nın büsbütün iptal edileceği, bu nedenle kentin kıymetli bir içme suyu kaynağının yok olacağı vurgulandı. Şamlar Ormanı’nın, yerleşim ve altyapı çalışmaları nedeniyle büyük ölçüde tahrip olacağı, Terkos Gölü’nün ise artan yapılaşma ve insan faaliyetleri yüzünden fonksiyonsuz hale geleceği belirtildi. Raporda, Terkos etrafındaki 287 hektarlık koruma ormanının proje alanında kalması nedeniyle geri dönüşü olmayan ekolojik ziyanların yaşanacağı kaydedildi.
ORMAN VE TARIM ALANLARI TEHDİT ALTINDA
Kanal İstanbul’un ÇED raporunda, binlerce ağacın kesileceği ve yerine fidan dikileceği belirtilse de, eksper heyeti bu yaklaşımın ormanların ekolojik fonksiyonlarını geri getiremeyeceğini vurguladı. Ormanların sıcaklık dengeleme, oksijen üretimi ve pak su sağlama üzere hayati işlevlerinin kaybolacağı söz edildi. Ayrıyeten, proje güzergahındaki 4.674 hektarlık Mutlak Tarım Yeri ve 2.491 hektarlık orman alanının korunmasına yönelik hiçbir stratejinin geliştirilmediği ortaya kondu. Proje alanının %43’ünün tarım toprağı olduğu ve burada yaşayan köylülerin kente göç etme riskinin yüksek olduğu uyarısı yapıldı. Köylülerin yerinde kalması için rastgele bir planlama yapılmadığı da raporda dikkat çeken bir öbür nokta oldu.
SU KITLIĞI VE KİRLİLİK RİSKİ
Raporda, Marmara Havzası’nda kişi başına düşen su ölçüsünün zati mutlak su kıtlığı hududunda olduğu hatırlatıldı. Kanal İstanbul’un, İstanbul’un su istikrarını daha da bozarak kenti önemli bir su krizine sürükleyebileceği belirtildi. ÇED raporunda atık idaresi ve kirlilik tedbire üzere hususlarda kâfi ayrıntının sunulmadığı, bu nedenle hava, su ve toprak kirliliğinin nasıl engelleneceğinin meçhul olduğu vurgulandı.
“KAMU FAYDASINA UYGUN DEĞİL”
Bilirkişi heyeti, 16 Mart 2021 tarihli İstanbul Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı Etraf Sistemi Planı Değişikliği’nin şehircilik unsurlarına, planlama tekniklerine ve kamu faydasına ters olduğunu oy birliğiyle karara bağladı. Rapor, projenin çevresel, toplumsal ve ekonomik ziyanlarının yanı sıra, İstanbul’un geleceğini tehdit eden bir teşebbüs olduğunu açıkça ortaya koydu.
