Parkinson’un ilerlemesini yavaşlatan sofralar! Hayat kurtaran beslenme formülü

Parkinson hastalığı, hareket kabiliyetini ve hayat kalitesini etkileyen nörodejeneratif bir rahatsızlık. Lakin bilim dünyası, gerçek beslenme alışkanlıklarının bu hastalığın ilerlemesini yavaşlatabileceğini ve semptomları hafifletebileceğini gösterdi.

Akdeniz tipi diyetten omega-3 zengini balıklara, antioksidan yüklü meyvelerden protein zamanlamasına kadar, uzmanlar Parkinson hastalarının sofralarına dikkatle yaklaşması gerektiğini vurguladı.

İşte bilimsel araştırmalar ve dünya çapında uzmanların teklifleriyle Parkinson hastaları için beslenme rehberi…

AKDENİZ TİPİ DİYET: BEYNİN VE KALBİN DOSTU

Akdeniz diyeti, Parkinson hastaları için en çok önerilen beslenme modellerinden biri.

Sebzeler, meyveler, tam tahıllar, baklagiller, zeytinyağı ve balıkla güçlü bu diyet, iltihabı azaltıyor ve nöronları koruyor. ABD’deki Harvard Tıp Fakültesi’nden nörolog Prof. Dr. Alberto Ascherio, “Akdeniz diyetine bağlı kalanlarda Parkinson riski ve semptom şiddeti azalıyor” dedi.

Nutrients mecmuasında yayımlanan bir çalışma, bu diyetin hastalığın başlangıcını ortalama 8 yıl geciktirebileceğini ortaya koydu. Bilhassa zeytinyağındaki polifenoller ve tam tahıllardaki lif, beyin sıhhatini destekleyerek titreme ve kas sertliği üzere semptomları hafifletti.

Uzmanlar, haftada en az üç porsiyon zerzevat ve iki porsiyon balık tüketimini önerdi.

OMEGA-3 İLE HUDUT SİSTEMİNE DESTEK

Somon, sardalya ve uskumru üzere yağlı balıklar, omega-3 yağ asitleriyle Parkinson hastaları için bir hazine.

İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden nörolog Prof. Dr. David Dexter, “Omega-3, hudut hücrelerindeki iltihabı azaltarak dopamin üretimini destekliyor” açıklamasında bulundu.

Journal of Parkinson’s Disease’de yer alan bir araştırma, haftada iki kere yağlı balık tüketen hastalarda motor semptomlarda %15 düzgünleşme gözlendiğini bildirdi.

Omega-3’ün bir öbür yararı, bilişsel gerilemeyi yavaşlatması. 100 gram somon, yaklaşık 2 gram omega-3 içeriyor ve bu, günlük gereksinimin büyük bir kısmını karşıladı.

Uzmanlar, balığın ızgara ya da buğulama üzere sağlıklı prosedürlerle pişirilmesini önerdi.

ANTİOKSİDANLAR: BEYNİ HÜR RADİKALLERE KARŞI KORUYOR

Yaban mersini, çilek ve ıspanak üzere antioksidan zengini besinlerin Parkinson hastalarının diyetinde olmazsa olmaz olduğunun altı çizildi.

Kanada’daki British Columbia Üniversitesi’nden beslenme uzmanı Dr. Silke Appel-Cresswell, “Antioksidanlar, beyindeki oksidatif gerilimi azaltarak nöron hasarını yavaşlatıyor” dedi.

Frontiers in Aging Neuroscience’de yayımlanan bir çalışma, tertipli berry meyvesi tüketen hastalarda bilişsel işlevlerde %20 güzelleşme gözlendiğini gösterdi.

Bir avuç yaban mersini (50 gram), yaklaşık 240 mg antosiyanin içeriyor ve bu, beyin hücrelerini özgür radikallere karşı korudu.

Uzmanlar, bu besinlerin taze yahut dondurulmuş olarak tüketilmesini, şekerli tatlılardan kaçınılmasını önerdi.

PROTEİN ZAMANLAMASI: LEVODOPA’NIN TESİRİNİ ARTIRIN

Parkinson tedavisinde sıkça kullanılan levodopa ilacı, proteinle birebir sindirim yolunu kullanıyor ve bu, ilacın tesirini azaltabiliyor.

ABD’deki Mayo Clinic’ten diyetisyen Nancy Oliveira, “Levodopa’yı proteinli besinlerden en az bir saat evvel yahut sonra almak, ilacın emilimini artırıyor” dedi.

Protein-redistribüsyon diyeti (PRD), gündüz karbonhidrat yüklü beslenmeyi, proteini ise akşam saatlerine kaydırmayı önerdi.

Nutritional Neuroscience’da yayımlanan bir çalışma, bu stratejiyi uygulayan hastalarda motor dalgalanmaların %30 azaldığını gösterdi.

Nohut, mercimek ve tofu üzere bitkisel protein kaynakları, hem doyurucu hem de bağırsak sıhhatini destekleyici bir seçenek olarak öne çıktı.

BAĞIRSAK SIHHATİ: MİKROBİYOMUN ROLÜ

Son araştırmalar, bağırsak-beyin ekseninin Parkinson’da kilit bir rol oynadığını gösterdi.

Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nden mikrobiyom uzmanı Dr. John Cryan, “Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu, nöroinflamasyonu azaltarak Parkinson semptomlarını hafifletebilir” dedi.

Frontiers in Neurology’de yayımlanan bir çalışma, probiyotik ve lif zengini besinlerin (yoğurt, kefir, tam tahıllar) bağırsak mikrobiyotasını düzenleyerek kabızlık üzere yaygın semptomları %25 azalttığını buldu.

Uzmanlar, günde 25-30 gram lif alımını ve fermente besinlerin haftada birkaç sefer tüketilmesini önerdi.

KAÇINILMASI GEREKENLER: İŞLENMİŞ BESİNLER VE SÜT ÜRÜNLERİ

İşlenmiş besinler ve kimi süt eserleri, Parkinson semptomlarını kötüleştirebiliyor.

Neurology’de yayımlanan bir araştırma, yüksek ölçüde düşük yağlı süt eseri tüketenlerde hastalığın ilerleme suratının %10 arttığını gösterdi.

Prof. Dr. Ascherio, “Süt ürünlerinde bulunan kimi bileşenler, dopamin nöronlarına ziyan verebilir” ikazında bulundu. Ayrıyeten şekerli atıştırmalıklar ve trans yağlar, bağırsak sıhhatini bozarak iltihabı artırdı.

Uzmanlar, bu besinlerin minimumda tutulmasını, tatlı muhtaçlığının meyvelerle karşılanmasını önerdi.

UZMANLARDAN DAVET: ŞAHSİLEŞTİRİLMİŞ BESLENME PLANI

Hollanda’daki Radboud Üniversitesi’nden nörolog Dr. Nienke de Vries, “Her Parkinson hastasının muhtaçlıkları farklı; bu yüzden bir diyetisyenle çalışmak kritik” dedi.

Kişiselleştirilmiş beslenme planları, hastanın kilosunu muhafazasına, kabızlığı önlemesine ve ilaç aktifliğini artırmasına yardımcı oldu.

Dr. de Vries, “Bol su içmek, lifli besinler tüketmek ve tertipli yemek saatleri oluşturmak, semptom idaresinde büyük fark yaratıyor” diye ekledi.

BİLİMSEL BİLGİLER NE DİYOR?

Journal of Parkinson’s Disease: Akdeniz diyeti, Parkinson başlangıcını geciktiriyor ve bilişsel işlevleri korudu.

Movement Disorders: Omega-3 zengini diyetler, motor semptomları hafifletiyor.

Nutrients: Antioksidanlar, nöron hasarını azaltarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor.

SAĞLIĞINIZ İÇİN BİRİNCİ ADIMI ATIN

Parkinson hastaları için beslenme, yalnızca karın doyurmak değil, tıpkı vakitte bedeni ve zihni güçlendirmek manasına geliyor.

Prof. Dr. Dexter, “Doğru besinler, ilaçların tesirini artırırken hastaların ömür kalitesini de yükseltiyor” diyerek hastaları şuurlu seçimler yapmaya çağırdı.

Akdeniz diyetiyle sofranızı renklendirin, omega-3 ve antioksidanlarla beyninizi destekleyin ve protein zamanlamasına dikkat etmeniz önerildi.